Nereden nasıl başlasam.Lafı döndürüp dolaştırıp yaşgünü gezime getireceğim de önce yalancı pehlivanlar gibi peşrev yapıyorum, mu desem.Yoksa Türk Sanat Müziği parçalarının öncesindeki peşrev ya da taksim mi desem,bilemedim.
Olay aslında yirmi yıl önce şöyle başladı. Tarihte okutur,dünyanın yedi haikasından biri diye bilir.İsimleri yüksekklikleri şöyledir diye anlatırdık,Piramitleri. Yakınlarımızın da katıldığı bir Mısır gezisinden bahsedilince,katılmaya karar verdik.
İstanbul’dan bir grupla tanıştık.Öyle bir grup ki sanki gezi için doğmuşlar.Daha bir gezideyken gelecek gezinin planlaması yapılıyor.Seksen,yüz kişilik bir topluluk ama kırkı,ellisi hazır kuvvet gibi.Biz de hısım,akrabadan,eşten dosttan on beş,yirmi kişilik Antalyalı da olduk o grubun içinde.
Biraz da Yahya Kemal’in ”Bilmem nasıl geçirmeli,son beş, on yılı”dizelerinin de etkisi oldu,bu gezi işlerinde. Son beş, on yılı- kaldıysa- nasıl geçirelim hesabıyla başladı biraz da bizim geziler.
Kimileri ev üstüne ev aldı.Moda değiştikçe koltukları,perdeleri değiştirdi.Biz de çul,çaputa para yatıracağımıza yeterince birikince,İstanbul’daki grubun da yönlendirmesiyle dünyanın bazı yerlerini görmeye harcadık.Gezi virüsü kana karıştı bir kere..Mısır,Çin,Hindistan,Orta Amerika-Panama Kanalı,Pasifik Amerikası,Güney Amerika v.b. böyle gezildi, görüldü.Yurtiçi gezilerin yanında….
İstanbul ekibimiz 10. Şubat-19.Şubat Regal Princess Gemisi ile Bahamalar ve Batı Karayipler gezisine davet edince,hocahanım biraz da benim yaşgünümü düşündü galib,.ısrarla geziye katılma methiyeleri düzmeye başladı.
Gemi gezilerini son yıllar daha sever olduk.Diğer gezilerde her gün bir şehir ve otel bavul aç,bavul topla yorucu gelmeye başladı.Gemide bir kamaraya yerleşip, liman liman geziyorsunuz.Yanaştığınız limanda hazır bekleyen önceden bağlantısı yapılmış araçlarla rehberiniz eşliğinde gezilip,görülecek yerleri ziyaret ediyorsunuz.Sonra gemiye dönüp yola devam.
Türkler ve Türkiye otellerinde tatil yapan yabancılar için anlamsız gelecek bir şeyi belirtmeliyim.Gemilerde her şey dahil uygulaması var. Bu özellikle Amerika otellerinde tatil yapanlar için önemli bir artı. Çocuklu bir ailenin otelde yapacağı bir kahvaltı bile geceliği 250 dolar olan bir otelin oda parasına eşit.
O yüzden özellikle emekli Amerikalıların en beğendiği tatil şekli gemi ile yapılanlar. Bu gezide plajda biz kendi aramızda Türkçe konuşuırken,biraz ilerimizde bulunan bir çiftin hanım olanı,bunlar hangi milletten acaba diye eşine sordu.Ben engin(!)İngilizcemle soruyu anlayıp fasih(!)bir aksanla cevapladım”.Biz Türkiye’den geldik.” diye. Sonrada dilimin çok iyi olmadığını söyledim.Benimle gurur duyun…….Elin Amerikalısı ”Beni anlıyorsun.Söylediklerini de ben anlıyorum.” dedi. Bu geziye on altıncı kez geliyorlarmış. Ben de tanıdığım Amerika’da yaşayan yaşlı Türklerle,yaşlı Amerikalılardan tekrar tekrar benzer gezilere katıldıklarını tekrar gitmeyi düşündüklerini biliyordum.
. Gemideki Amerikalıları görmeliydiniz.Smokinli beyler,her gün değişik tuvalet giyen kadınlar . Biz de tur operatörümüzce takım elbise götürmemiz hususun da uyarılmıştık.Uyarılmıştık da simokin de götürmedik.Hanımlar gereğini yaptı,tabi….
Gemi gezisinin en önemli özelliği,herşey dahil uygulaması yanında gemideki etkinlikler.Şovlar,ünlü Brodvey(Broadway) gösterileri,dans ve müzik gösterileri,hobi kursları,çeşitli eğlenceler ve ödüllü yarışlar,sinema film …Sabahtan yatıncaya kadar açık mutfaklar,barlar,jakuziler,yüzme havuzları v.b hoşça vakit geçirme etkinlikleri….
O yaşlı Amerikalıların yüzde sekseninin simokinlerle,tuvaletlerle katıldıkları dans etkinliklerindeki danslarını,o danslardaki figürleri görmeliydiniz… Tekerlekli sandalyeyle,bastonla gelenlerin şıklıklarını anlatamam.Bizim memlekette insanlarımızın ,ihtiyarım deyip köşelerinde ömrünü tamamlamaya çalıştıklarını düşündükçe bol bol kulaklarını çınlattık.
Biraz da gemileri anlatayım.Bizim gemimiz Regal Princess 2014 yapımı yeni bir gemi; 360 metre uzunluğunda.19 katlı,3560 yolcu kapasiteli, 1600 gemi personeli Gemide bütün düzenlemeler misafirlerin muhteşem bir seyahat geçirmeleri için yapılmış.Kurallar huzuru temin ve unutulmaz bir tatil geçirilmesini sağlamaya yönelik. Yemekler muhteşem.Pek çok yeme içme yeri…Bu tür gemilerde eskiden çok Türk garson olurdu.Şimdilerde Uzak Doğullular almış,bizimkilerin yerini. Ya ucuz iş gücü ya da bizimkilerin giderek kendi işlerini kurması sonucu sayıları azalmış..
Her gün limanlara bizim gemi gibi 7,8 gemi yanaşıyor.Ne tarımsal üretim ne de sanayi üretimi olmayan bu yerlere günlük 7.8 gemi 3000, yaklaşık yirmi beş bin kişilik kafilenin geldiğini düşünürseniz sadece turizm gelirini hesaplayın…Bir de en basit görsellerin çok iyi pazarlanması ayrı bir olay.
Bizim gezimiz, Miami’yi gezdikten sonra bu gezi gemilerinin büyüklüklerine uygun liman hizmetlerinin düzenlendiği Fort Lauderdale limnından gemiye binerek başladı. Bizim Türk grup 54 kişiydik.İlk durak Bahama Adalarından birine uğrayarak,oradaki özel plaj ve mangal partisiyle başladı.İkinci uğrağımız Jamaika adasıydı. Biz Montego Bay limanına yaklaştık. Adanın yine böyle büyük gemiler için bir limanı daha varmış ve günde toplam 20 den fazla gemi gelirmiş.
Buradaki bir pazarlama olayını anlatayım. Dunn’s River Şelale turu.Düden’i Manavgat Şelalesi’ni gören benim için buradaki olay tam bir pazarlama. Bütün gemilerin proğramına da alınmış,Bu Dunn’s River dedikleri yer kalker yapılı beyaz kayaların (kayalar biraz oynanıp teras şekli basamaklar meydana getirilmiş) üzerinden Antalya’daki Düden kanallarından birisinden daha az bir su akıyor. Burası Atmış,yetmiş metre yüksekliğinde yedi,sekiz yüz mtre uzunluğunda bileklere kadar bile gelmeyen suların aktığı bir yer…Etrafı botanik bahçesi olarak yerli bitkilerle yeşillendirilmiş.O alana ücretle giriliyor.Orada çalışan rehberler kılavuzluğunda atraksiyon olsun diye el ele zincir yapılarak suların içinden tepeye tırmanılıyor.
Jamaika,Jamaika denen yerdeki bir aktivite bu,ikincisi beyaz kumların olduğu bir plaj ve üçüncüsü de KDV’siz alışveriş yapılacak dükkanlar.O kadar.Bu sefer de bu kadar.Söz, gelecek yazı TÜRKAN……
DİĞER YAZILAR
